Mevsimi Geçiyor Ömrün
Sus, pustu hava
Geçiyordu mevsimi ömrün
Kitapçı gezdim
Lamba bakındım antikacıda
Bugün
Bir tablo ilişti gözüme
Üç, beş meyve vardı içinde
Biri nar, bölünmüş ortasından ikiye
Parmağımın ucunu değdirince
Dökülüverdi sanki taneleri
Çoğaldık mı, azaldık mı bilemedim?
Birlikte
Yürüdüm sonra
Yalnızlığımla kol kola
Unuttum üşümeyi
Lal rengi bir akşamda
Derken
İki damla yağmur düştü aklıma
Gözlerinin dokunuşuydu biri
Hissettiğim yanağımda
Hasretim yüklüydü diğeri
Çoğaldı yağmur çarpanlarımda
Dedim ki kar bunun arkası da
Hem durağandım hem tenha
Biraz güzden kalmaydım
Biraz kışa durma
Yürüyordum ben hala
İnişli çıkışlı duygularımla…
Bir de baktım çekilmiş el ayak
Mevsim bile değişmiş
Kar yağmış saçlarıma
Boynu bükük hüzünlerinden geçtim
Usulca geçtim iğne deliğinden
Bembeyaz alemine gecenin
Avuçlarımda yuvarladım bir top karı
İşte bu kadar hayal ve gerçektim
Kalıcı olan sevgi ve sevinçlerdi
Tattığın ve tattırdığın
Bunu yürekten hissettim
Mevsimi geçiyor ömrün
Yıldız topluyordum oysa daha dün…
Bekir Mutlu Gökcesu 20/11/2004
Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.